durmuş oturmuş
Dil: Türkçe
-
[sıfat, mecaz]
Olgun, davranışları tutarlı (kimse)
- Ona yetişemedi. Yetişse onu tuttuğu durmuş oturmuş bilge konuşmacılardan sanabilirdi.
-
[sıfat, mecaz]
Derli toplu olan
- Kuşkularım ve duraksamalarımla, bir türlü durmuş oturmuş bir düzene kavuşamamanın acısını çekiyorum.
-
[sıfat, mecaz]
Aşırılığa kaçmamış
- Üstelik de tabirlerle dolu, zengin, durmuş oturmuş bir dili vardı.