düşünmek
Dil: Türkçe
-
[-i, -de, nesnesiz, nesnesiz]
Aklından geçirmek, göz önüne getirmek; kurmak
- Ben şimdi o güzel çehreden başka / Ne bir yüz düşünür ne hatırlarım
-
[-i, -de, nesnesiz, nesnesiz]
Bir sonuca varmak amacıyla bilgileri incelemek, karşılaştırmak ve aradaki ilgilerden yararlanarak düşünce üretmek, zihinsel yetiler oluşturmak; muhakeme etmek
- Türlü şiir anlayışları üzerinde düşünmüş, zaman zaman türlü şairleri sevmiştir.
-
[-i, -de, nesnesiz, nesnesiz]
Zihniyle arayıp bulmak
- Bu iş için ben bir çare düşündüm.
-
[-i, -de, nesnesiz, nesnesiz]
Bir şeye karşı ilgili ve titiz davranmak
- Durmadan geziyorsun, biraz da derslerini düşün.
-
[-i, -de, nesnesiz, nesnesiz]
Akıl etmek, ne olabileceğini önceden kestirmek
- Benim kayısılara müşteri çıkmam ihtimalini düşünmüştü.
-
[-i, -de, nesnesiz, nesnesiz]
tasarlamak
- Yola çıkmayı düşünüyorum.
-
[-i, -de, nesnesiz, nesnesiz]
Birisi veya bir şey için kaygılanmak
- Bu kadar düşünme, elbette bir çare bulunur.