düşürmek
Dil: Türkçe
-
[-e, -i, -i, nesnesiz, -i, -i, -den, -i]
Düşmesine yol açmak, düşmesine sebep olmak
- Ben şimdi buracıkta tarağımı düşürmüşüm, gördünüz mü?
-
[-e, -i, -i, nesnesiz, -i, -i, -den, -i]
Değerini, fiyatını indirmek
- Çocuk solucan düşürüyor.
-
[-e, -i, -i, nesnesiz, -i, -i, -den, -i]
Hızını, gücünü azaltmak
- Bakanlar kurulunu düşürmek.
-
[-e, -i, -i, nesnesiz, -i, -i, -den, -i]
Vücuttan yavru, çocuk, taş, solucan vb. atmak
- Tehlikeye düşürmek.
-
[-e, -i, -i, nesnesiz, -i, -i, -den, -i]
Görevi bıraktırmak
- Annemi verem iyiden iyiye düşürmüştü.
- [-e, -i, -i, nesnesiz, -i, -i, -den, -i] Bir şeye uğratmak
- [-e, -i, -i, nesnesiz, -i, -i, -den, -i] Değerli bir şeyi ucuz veya kolay elde etmek
- [-e, -i, -i, nesnesiz, -i, -i, -den, -i] Zayıf bırakmak, gücünü azaltmak