düzmek
Dil: Türkçe
-
[-i, -e, nesnesiz, kaba konuşmada]
Bir gereksinimi karşılamak amacıyla birçok şeyi birbirini tamamlayacak biçimde bir araya getirmek
- Oğlum Sıtkı için son zamanlarda epeyce temiz ev eşyası düzdü diyorlar.
-
[-i, -e, nesnesiz, kaba konuşmada]
Düzene sokmak, düzene koymak, sıralamak, elverişli, uygun bir duruma getirmek
- Yeşil caminin avlusundaki sette oturmuş, Nilüfer ovasına şiir düzerken...
-
[-i, -e, nesnesiz, kaba konuşmada]
Şiir, destan, şarkı vb. yaratmak, oluşturmak, meydana getirmek
- Bir sürü yalan düzmüş.
- [-i, -e, nesnesiz, kaba konuşmada] uydurmak
- [-i, -e, nesnesiz, kaba konuşmada] Erkek, cinsel ilişkide bulunmak