eskitmek
Dil: Türkçe
-
[-i, mecaz, mecaz]
Çok kullanarak eskimiş duruma getirmek
- Çocuk, pantolonunu eskitti.
-
[-i, mecaz, mecaz]
Etkisini sürdürememek
- Yunus Emre'yi yüzyıllar eskitemedi.
-
[-i, mecaz, mecaz]
yaşlandırmak
- Alkol, tütün ve aşk eskitti beni.
- [-i, mecaz, mecaz] Daha eski görünmesi için herhangi bir eşya üzerinde boya vb. ile işlem yapmak