fark etmek
Dil: Türkçe
-
görmek, seçmek, ayrımsamak
- Boğaz'ın sisle kaplı olduğunu ancak ön güvertede bir yer bulup oturunca fark etmişti.
-
anlamak, sezmek
- Öç almanın fırsatını yakalamış gibi konuştuğunu fark etti.
-
değişmek, başkalaşmak
- Konuşma kesilmiyor, şimdi yabancı sesleri daha iyi fark etmekteyim.
- ayırt etmek