fışkırmak
Dil: Türkçe
-
[-den, mecaz]
Gaz veya sıvılar bir yerden basınç etkisiyle yukarıya doğru birdenbire ve hızla çıkmak
- Suya en başköşeyi ayırmalarının nedeni de iyi suyun, hemen hemen memleketimizin dört bucağından fışkırmasıdır.
-
[-den, mecaz]
Bitkiler toplu hâlde, gür olarak yetişmek
- Kaldırım taşları arasından fışkırmış otların bütün sokağı bürüyeceği muhakkak!
-
[-den, mecaz]
Bir şey bir yerde bol bol görülmek
- Ölümsüzlerden fışkıran ışık, karanlıkları bir anda dağıttı.