geçmiş
Dil: Türkçe
- 
      
      
        
          [sıfat, isim, isim, isim]
         
      
      Geçme işini yapmış
      
      
        - Bu eski sesler içinde geçmiş zamanlar uyuyor, uyanıyor, geriniyor, yaşıyor gibidir.
 
- 
      
      
        
          [sıfat, isim, isim, isim]
         
      
      Zaman bakımından geride kalmış
      
      
        - Onlar bu davranışlarıyla geçmişte sadece huzursuzluk yarattı.
 
- 
      
      
        
          [sıfat, isim, isim, isim]
         
      
      Çürümeye yüz tutmuş
      
      
        - Perde perde örtülü olan eski bir geçmişten kulaklarına garip bir fısıltı gelmişti.
 
- 
      
      
        
          [sıfat, isim, isim, isim]
         
      
      Bugüne göre geride kalmış olan zaman; mazi
      
      
        - Senin de yedi göbek geçmişine rahmet okusun ha?
 
- [sıfat, isim, isim, isim] Arkada kalan hayat; dün, cemaziyelevvel
- [sıfat, isim, isim, isim] Birinin ölmüş ana, baba ve yakınları