gelmek
Dil: Türkçe
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Ulaşmak, varmak
- Gurbetten gelmişim yorgunum hancı / Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Bir yerden getirmek
- Adamı Ödemiş’ten aldım geldim, her masrafını çektim.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Oturmaya, ziyarete gitmek
- Dün akşam amcamlar bize geldi.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
İsabet etmek
- Attığı top gözüme geldi.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek
- Eski çağlardan birçok anıt çağımıza kadar gelmiştir.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Ortaya çıkmak, doğmak
- Vakit kuşluğu aşmış, öğleye geliyordu.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Belli bir süre dolmak
- Boyu ancak omzuna geliyor.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Belli bir zamana ulaşmak
- Merak etme, ondan kimseye kötülük gelmez.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Kadar olmak
- Çocuklar arkadan geliyordu.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Çıkmak, yönelmek
- Kahve Brezilya'dan geliyor.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
İzlemek, takip etmek
- Türkçede ekler kelimelerin sonuna gelir.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Bir yerden alınıp bir yere ulaştırılmak
- Şimdi sözü burada kesip asıl konumuza gelelim.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Katılmak, eklenmek
- Bu davranışlardan ne gelir bilinmez.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
türemek
- Birazcık üşütmeye gelmiyor, hemen hastalanıyor.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Daha önce üzerinde durulmuş olan bir konuya yeniden dönmek
- Kadri o adamlardandır ki iyi davranmaya, yüz vermeye gelmez.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Sonuç çıkmak
- Bizim baştan savma işe gelmediğimizi bilirsin.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Dayanmak, tahammül etmek
- Dediğime geldiniz mi?
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Kendine yapılan herhangi bir davranış veya durumu iyi karşılamak
- Buranın havası iyi geldi.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Bir şeye sonradan inanmak, doğruluğuna hak vermek, eğilim göstermek, kabul etmek
- Çiftlikten onlara ayda beş yüz milyon lira gelir.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Etkisini herhangi bir biçimde göstermek
- Bu ayakkabı sana küçük gelir.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Kazanılmak, sağlanılmak
- Başımıza bir bela geldi.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
uymak
- Burnundan kan geldi.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Olmak, -e uğramak
- Buraya ışık gelmiyor.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Bir şey akmak
- Baygın da olsa yabancı bir kadını böyle kucağında tutmak ona pek ayıp bir şey gibi geldi.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Düşmek, rast gelmek
- Caddelerde oturmaya gelmez.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Görünmek, sanılmak
- Bu bardakların tanesi yüz liraya geldi.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Uygun düşmek
- Ben İstanbul'a gidiyorum, benimle gelir misiniz?
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Başlamak, ortaya çıkmak
- uykusu gelmek.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Mal olmak
- Alışageldiğimiz bir anlamı vardı.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Biriyle birlikte gitmek
- görmezlikten gelmek.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
İhtiyaç anlatan deyimler kurmaya yarayan bir fiil
- meydana gelmek.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur
- baktıkça bakası gelmek.
-
[-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil]
-mez, -mezlik ile birlikte yapmacıklık anlatan deyimler yapar
- birinci gelmek.
- [-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil] Yönelme durumundaki bazı kelimelere getirilerek birleşik fiil yapar
- [-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil] -dikçe, -esi biçiminde kullanılan sıfat-fiil eklerinden sonra geldiğinde önceki fiille ilgili olarak pekiştirilmiş bir istek ve sürerlik bildiren bir fiil
- [-e, nesnesiz, -den, -e, -e, -e, yardımcı fiil] Herhangi bir sırada bulunmak