gitmek

Dil: Türkçe

• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   Bir yere doğru yönelmek; gidedurmak, uzanmak
  • Bu yol nereye gider?
• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   Bir yerden veya bir işten ayrılmak
  • Her gün çalışmaya gidiyor.
• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   Çıkmak, ulaşmak
  • Ama böyle giderse Allah hemen sonunu hayırlara tebdil etsin.
• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak
  • Bu renk ona gitmedi.
• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   Sürmek, devam etmek
  • Eline geçen paranın çoğu da İstanbul'da çoluğa çocuğa gidiyor.
• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   Yakışmak, yaraşmak
  • Haber daha yeni gitti.
• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   Tüketilmek, harcanmak
  • İki ton kömür üç ay gider.
• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   Götürülmek, gönderilmek
  • Bu at iyi gider.
• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   Yeter olmak, yetmek, yetişmek
  • Bu giysi iki yıl gider.
• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   Yürümek, yol almak
  • Yaz gitti, kış geldi.
• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   dayanmak
  • Yolculuk iyi gidiyor. Bakalım bu iş nasıl gidecek?
• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   Sona ermek
  • Gemiler ve saray hepsi gitti.
• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   Herhangi bir durumda olmak
  • Ben giderim adım kalır / Dostlar beni hatırlasın
• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   Yok olmak, elden çıkmak
  • Mahkemeye gitmek.
• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   ölmek
  • Duvarın boyası gitmiş.
• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   başvurmak
  • Bu saat iyi gidiyor.
• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   Bir şey zarar görmüş olmak
  • Altın kaçtan gidiyor?
• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   Makine, işlemek, çalışmak
  • Para ayarlamasına gitmek.
• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   satılmak
  • Bu işin sonu nereye gider.
• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   yapmak
  • Bu iş hoşuma gitmedi, tuhafıma gitti.
• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   Bir duruma, bir sonuca ulaşmak, varmak; yuvarlanmak
• [-e, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -den, mecaz, yardımcı fiil]   Değerlendirmek, saymak, karşılamak