gölgelenmek
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Gölgeli duruma girmek
- Cuma'nın yüzü gölgelenip alnı kırışıyor.
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Üzerine karartı inmiş gibi olmak
- Gözleri, ender görülen bir acıyla gölgelendi.
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Değerinin bilinmesi engellenmek
- Gerçekçi olmayışı yüzünden, bugün bize tarihî gaf olarak görülen atılımlarla, bu çizgi hayli gölgelenmiştir.