görmek
Dil: Türkçe
-
[-i, -i, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -le, nesnesiz, teklifsiz konuşmada, spor]
Gözle algılamak, seçmek
- Türk iradesinin ne demek olduğunu da sen göreceksin.
-
[-i, -i, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -le, nesnesiz, teklifsiz konuşmada, spor]
Anlamak, kavramak, sezmek
- Bugün müdürü göreceğim.
-
[-i, -i, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -le, nesnesiz, teklifsiz konuşmada, spor]
Yanına gidip konuşmak
- Hangi memlekete gitsek resmî makamlar kadar halkın da rağbetini görürdük.
-
[-i, -i, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -le, nesnesiz, teklifsiz konuşmada, spor]
Bir şey hakkında bir yargıya varmak, değerlendirmek
- İş görmek. Masraf görmek.
-
[-i, -i, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -le, nesnesiz, teklifsiz konuşmada, spor]
Belirli bir zamanın içinde bir olaya tanık olmak, yaşamak
- Cebi para görmek.
-
[-i, -i, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -le, nesnesiz, teklifsiz konuşmada, spor]
Yapmak, etmek
- Gözü yalnız parayı görüyor.
-
[-i, -i, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -le, nesnesiz, teklifsiz konuşmada, spor]
Kendisine yapılmak, bir davranışla karşılaşmak, maruz kalmak
- Teftiş görmek.
-
[-i, -i, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -le, nesnesiz, teklifsiz konuşmada, spor]
Bir şeye erişmek
- Ev güneş görüyor.
-
[-i, -i, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -le, nesnesiz, teklifsiz konuşmada, spor]
Çok değer vermek
- Körler parmaklarıyla görürler.
-
[-i, -i, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -le, nesnesiz, teklifsiz konuşmada, spor]
Bir işleme uğramak
- Bu ova çok savaş gördü.
-
[-i, -i, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -le, nesnesiz, teklifsiz konuşmada, spor]
Yüzü bir yöne doğru olmak, bakmak
- Ankara'yı gördün mü?
-
[-i, -i, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -le, nesnesiz, teklifsiz konuşmada, spor]
Ziyaret etmek
- Baba hiç param yok, biraz görsen beni, dediği sabahı minnetle anımsar Ali Bey.
- [-i, -i, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -le, nesnesiz, teklifsiz konuşmada, spor] Karşılaşmak, rastlaşmak
- [-i, -i, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -le, nesnesiz, teklifsiz konuşmada, spor] Gözlerin görmediği durumlarda başka duyu organlarıyla algılamak
- [-i, -i, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -le, nesnesiz, teklifsiz konuşmada, spor] Sahne olmak, geçirmek
- [-i, -i, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -le, nesnesiz, teklifsiz konuşmada, spor] Saymak, herhangi bir şey gibi görmek
- [-i, -i, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -le, nesnesiz, teklifsiz konuşmada, spor] Gezmek
- [-i, -i, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -le, nesnesiz, teklifsiz konuşmada, spor] Para vermek
- [-i, -i, -den, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, -le, nesnesiz, teklifsiz konuşmada, spor] Takım arkadaşlarından en uygun olanına pas atmak