gözetmek
Dil: Türkçe
-
[-i, nesnesiz]
Korumak, bakmak, özen göstermek; himaye etmek
- Büyük kardeşler küçükleri gözetir.
-
[-i, nesnesiz]
Önem vermek, göz önünde bulundurmak, ayrı tutmak; kovmak
- Fırsat gözetmek. Uygun bir zamanı gözetmek.
- [-i, nesnesiz] Kollamak, beklemek
- [-i, nesnesiz] Bir sonuca giderken bütün ayrıntı ve etkenleri dikkate almak
- [-i, nesnesiz] kayırmak