hâl
Dil: Arapça ḥāl
- 
      
      
        
          [isim, mecaz]
         
      
      durum
      
      
        - Herkes hâline göre bir hediye verdi.
 
- 
      
      
        
          [isim, mecaz]
         
      
      Tutum, tavır
      
      
        - Bambaşka bir hâliniz vardır sizin. Merhametli bir insan olduğunuz bellidir.
 
- 
      
      
        
          [isim, mecaz]
         
      
      Şimdiki zaman, içinde yaşanılan zaman
      
      
        - Hâl dediğimiz şey yarından sonra mazi olacaktır.
 
- 
      
      
        
          [isim, mecaz]
         
      
      takat
      
      
        - Şimdi gezmeye çıkacak hâlim yok.
 
- 
      
      
        
          [isim, mecaz]
         
      
      Kötü durum, sıkıntı, dert
      
      
        - Zavallının başına ne hâller geldi.