halka

Dil: Arapça ḥalḳa

• [isim, sıfat, spor]   Çeşitli metallerden veya tahtadan yapılmış çember
  • Belinde uzun gümüş halkalarla asılı gümüş anahtarları vardı.
• [isim, sıfat, spor]   Çember biçiminde çeşitli nesnelerden yapılmış tutturma aracı
  • Perde halkası.
• [isim, sıfat, spor]   Değerli metallerden yapılan çember biçimindeki süs eşyası
  • Kulağındaki altın halka. Nişan halkası.
• [isim, sıfat, spor]   Su gibi sıvıların içine katı bir nesnenin düşmesiyle oluşan, gittikçe büyüyerek açılan çembere benzeyen biçim
  • Suda halkalar oluştu.
• [isim, sıfat, spor]   Çember biçiminde dizilmiş topluluk
  • Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz / Ya gözler altındaki mor halkalar
• [isim, sıfat, spor]   Uykusuzluk, yorgunluk, üzüntü vb. sebeplerle göz altında beliren koyuluk
  • İstanbul fırınları çocuk bileği gibi ince halkalar yaparlardı.
• [isim, sıfat, spor]   Bir tür ufak, yağlı ve tuzlu simit
• [isim, sıfat, spor]   Çember biçiminde olan
• [isim, sıfat, spor]   Yerden yüksekliği ayarlanabilen aralıklara asılı iki halatın uçlarına takılan 18 santimetre çapında, 28 milimetre kalınlığında tahta veya deri kaplı iki demir halkadan oluşan jimnastik aracı