halletmek
Dil: Arapça ḥall + Türkçe etmek
-
[-i, matematik, argo, halk ağzında]
Güç görünen bir olay veya duruma çözüm yolu bulmak
- Bir arkadaşa, sinema işlerinden anlayan bir arkadaşa bu konuşmayı anlattığım zaman o muammayı halletti.
-
[-i, matematik, argo, halk ağzında]
Yoluna koymak, olumlu sonuca bağlamak
- Bakınız, tesadüf bunu ne kadar güzel düşünüp halletti.
- [-i, matematik, argo, halk ağzında] Bir cismi bir sıvı içinde eritmek
- [-i, matematik, argo, halk ağzında] çözmek
- [-i, matematik, argo, halk ağzında] Cinsel ilişki kurmak
- [-i, matematik, argo, halk ağzında] Bir yemeği yenecek duruma getirmek