ham
Dil: Farsça ḫām
-
[sıfat, mecaz, mecaz]
Yenecek kadar olgun olmayan (meyve)
- On senedir bu karanlık in içinde ham demirden dövdüğü kılıç namluları bütün Anadolu’da, bütün Rumeli’de, serhat boylarında büyük bir nam kazanmıştı.
-
[sıfat, mecaz, mecaz]
İşlenmemiş (madde)
- Ham vücutla ancak bu kadar koşabilirim.
-
[sıfat, mecaz, mecaz]
idmansız
- Ham teklif.
-
[sıfat, mecaz, mecaz]
Gerçekleşme kolaylığı veya imkânı olmayan
- Ne ham adam!
- [sıfat, mecaz, mecaz] Kaba, toplum kurallarını bilmeyen, incelmemiş