hareket

Dil: Arapça ḥareket

• [isim, fizik, coğrafya, felsefe, fizyoloji, müzik, spor, ticaret]   Vücudu oynatma, kıpırdatma veya kımıldanma
  • Her hareketi kamera önünde rol yapıyormuşçasına hesaplı.
• [isim, fizik, coğrafya, felsefe, fizyoloji, müzik, spor, ticaret]   davranış
  • Sakin, dürüst, kıyafeti ve hareketleriyle hiçbir ayrılık göstermeyen bir adamdır.
• [isim, fizik, coğrafya, felsefe, fizyoloji, müzik, spor, ticaret]   Yola çıkma
  • Hareketimiz iki gün ertelendi.
• [isim, fizik, coğrafya, felsefe, fizyoloji, müzik, spor, ticaret]   Bir cismin bütününün veya bir kısmının yerini, konumunu veya durumunu değiştirmesi; devinim, aksiyon
  • Türkçülük hareketi. Dilde özleşme hareketi.
• [isim, fizik, coğrafya, felsefe, fizyoloji, müzik, spor, ticaret]   Belirli bir amaca varmak veya bir düşünceyi yerleştirmek için birbiri ardınca yapılan faaliyetler dizisi; akım
  • Ben diyor, hareket olurken Eminönü'nde idim.
• [isim, fizik, coğrafya, felsefe, fizyoloji, müzik, spor, ticaret]   Toplu olarak ufak çapta başkaldırma
  • Hareket cetveli. Hareket memuru.
• [isim, fizik, coğrafya, felsefe, fizyoloji, müzik, spor, ticaret]   deprem
• [isim, fizik, coğrafya, felsefe, fizyoloji, müzik, spor, ticaret]   Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri
• [isim, fizik, coğrafya, felsefe, fizyoloji, müzik, spor, ticaret]   devinim
• [isim, fizik, coğrafya, felsefe, fizyoloji, müzik, spor, ticaret]   Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi
• [isim, fizik, coğrafya, felsefe, fizyoloji, müzik, spor, ticaret]   Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi
• [isim, fizik, coğrafya, felsefe, fizyoloji, müzik, spor, ticaret]   Fiyat vb. sayıların, değerlerin değişmesi