hızlı
Dil: Türkçe
-
[sıfat, zarf, zarf, mecaz]
Hızı çok olan; seri (II), süratli, şiddetli
- Bir akşamüzeri her zamanki hızlı adımlarla geldi.
-
[sıfat, zarf, zarf, mecaz]
Güç kullanarak
- Hızlı vurmak.
-
[sıfat, zarf, zarf, mecaz]
çabucak
- Bünyamin, gücünün yettiği kadar hızlı yürüyüp Haliç'e indi.
-
[sıfat, zarf, zarf, mecaz]
Çok hareketli olan
- Doludizgin, bir bekârlığın tam tadını çıkaran, renkli, değişken, hızlı bir yaşam sürüyordum.