hoşlamak
Dil: Türkçe
-
[-i]
Birini ‘hoş geldiniz’ diyerek güzel bir biçimde karşılamak
- Mustafa Bey, otobüsten inen tüm sanatkârlarla tek tek tokalaşıp hoşladı onları.
-
[-i]
Birini hoş tutmak
- Akşamın erken bir vaktinde adliye vekâletinden dönen Papa Eftim yine hepimizi sofrasında topladı, ikramları ile gönüllerimizi hoşladı.
-
[-i]
Yaptığı yararlı işler, söylediği güzel sözler nedeniyle birini onurlandırmak
- Ev sahibini takdir ederek, birçok eserin ziyan olmasına, yurt dışına kaçırılmasına mâni olmakla büyük bir hizmet yaptığını söyleyip onu hoşladı.