iğrenmek
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, mecaz, -den, mecaz]
Mide bulandırıcı bir his duymak, tiksinmek
- Asıl iğrendiğim, ürktüğüm elleriydi.
-
[nesnesiz, mecaz, -den, mecaz]
Bir şeyi tiksindirici bulmak; istikrah etmek
- Hani, o büyük cevizin dibinde gelip de arkama döndüğüm zaman seni görünce vallahi şaşırdım ve senden iğrendim.
- [nesnesiz, mecaz, -den, mecaz] Aşağılık, bayağı bulmak, hoşlanmamak, nefret etmek