ikinci
Dil: Türkçe
-
[sıfat, mecaz, isim]
İki sayısının sıra sıfatı
- En fazla leylak ağaçlarını seviyordum, hele biri boyuma yakın olanı, âdeta ikinci odamdı.
-
[sıfat, mecaz, isim]
Sırada önem bakımından birinciden sonra gelen
- Evde pişirip yedikleri çikolatanın kalitesi ikinci idi.
-
[sıfat, mecaz, isim]
Değer ve kalitece birinciden sonra gelen
- Yeni ilişkisinden son derece hoşnut ve ilk bebeğine veremediği tüm sevgiyi ikincisine vermekte kararlıydı.
- [sıfat, mecaz, isim] Yeni, bir başka
- [sıfat, mecaz, isim] Birinciden sonra gelen kimse veya nesne