ilişmek
Dil: Türkçe
-
[-e, mecaz, halk ağzında]
Bir şeye hafifçe dokunmak
- Elim çiçeklere ilişti, vazo devrildi.
-
[-e, mecaz, halk ağzında]
Elini sürmek, dokunmak
- Bir sancılı yerine dokunmuşum gibi ızdırapla 'bırak, ilişme' diye inledi.
-
[-e, mecaz, halk ağzında]
Bir şeyin kenarına kısa bir süre için oturmak; büzüşmek
- Sonra gene usulca hastanın karyolasına yandan ilişerek oturdu.
-
[-e, mecaz, halk ağzında]
Karışmak, rahat vermemek, müdahale etmek
- Sanat edebiyat açısından, derginin politikasıyla tam uyuşmasa da burada tek satırıma ilişmediler.
-
[-e, mecaz, halk ağzında]
Değinmek, sözünü etmek
- O konuya hiç ilişmedik.
- [-e, mecaz, halk ağzında] Şaka etmek