isabet
Dil: Arapça iṣābet
-
[isim, ünlem]
Hedefe varma, hedefi vurma
- Bir kurşun isabetiyle öldü.
-
[isim, ünlem]
Piyango vb. şans oyunlarında, kazanma, çıkma, vurma
- Gönderilecek askerin sekiz tabur olmasında büyük isabet vardır.
-
[isim, ünlem]
Öneri, düşünce veya söz yerinde olma
- Bize uğramanız isabet, biz de sizi arıyorduk.
- [isim, ünlem] Yanılmama
- [isim, ünlem] Güzel rastlantı
- [isim, ünlem] "Çok güzel, iyi oldu" anlamlarında kullanılan bir seslenme sözü