isabet etmek
Dil: Türkçe
-
nişan alınan yere değmek, rastlamak
- Kurşun hedefe isabet etti.
-
çıkmak
- Piyangodan yüz bin lira isabet etti.
-
yerinde iş görmüş olmak
- O hâlde yalnız çıkmış olduğuma çok isabet etmiştim.
-
belli bir yerde bulunmak, yer almak
- Adliyenin arka taraflarına isabet eden, şehrin gürültüsünü duymayan, sağır, mahfuz bir odasında idik.