ışıklı
Dil: Türkçe
-
[sıfat, mecaz]
Işığı olan, aydınlık, ışıklandırılmış; ışıl, nurlu, nurani, ziyalı, ziyadar
- Tünelin ışıklı ucundan doğru bir esinti geliyor.
-
[sıfat, mecaz]
Neşe veren, sevinç yaratan, mutluluk veren
- Kadınınsa güzel yüzü dökülüyor önüne, kocasından uzaklaşıyor, ışıklı gözleri doluyor, dudağı titriyor giderek.