ısırmak
Dil: Türkçe
-
[-i, nesnesiz]
Dişleri arasına alıp sıkmak
- Dolu bir kadeh içti ve meze yerine alt dudağını ısırdı.
-
[-i, nesnesiz]
Dişleriyle koparmak; yemek (II)
- Ekmekten bir lokma ısırırken hole bakıyorum.
-
[-i, nesnesiz]
Rüzgâr sert esmek, keskin bir biçimde etkilemek
- Ayaz insanın yüzünü ısırıyordu.
- [-i, nesnesiz] Kumaş dalamak, kaşındırmak