iskelet
Dil: Fransızca squelette
-
[isim, mecaz, mecaz, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz]
İnsan ve hayvan bedeninin kemik çatısı; kadit, teşrih
- Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu.
-
[isim, mecaz, mecaz, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz]
Yumuşak bölümleri dökülmüş, ölü bir vücudun kemiklerinin bütünü
- Yanımızdaki genç, yolun ötesinde bir bina iskeleti gösterdi.
-
[isim, mecaz, mecaz, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz]
Bir şeyi oluşturan temel çatı
- Bir romanın iskeleti.
-
[isim, mecaz, mecaz, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz]
Bir eserin genel planı
- Yürüdük, yürüdük, yaprakları düşmüş iskelet bir ormanın içine geldik.
- [isim, mecaz, mecaz, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz] Çok zayıf
- [isim, mecaz, mecaz, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz] Kuru, çıplak