kabak
Dil: Türkçe
-
[isim, bitki bilimi, bitki bilimi, müzik, sıfat, sıfat, sıfat, sıfat, mecaz, halk ağzında]
Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, birçok türü olan bir bitki (Cucurbita)
- Siperin içinde birkaç nefer ayakta ileriye bakıyor, öbürleri aşağı oturmuş konuşuyorlar, gülüyorlar, türkü söylüyorlar, kabak çalıyorlar.
-
[isim, bitki bilimi, bitki bilimi, müzik, sıfat, sıfat, sıfat, sıfat, mecaz, halk ağzında]
Bu bitkinin türlerine göre yemeği ve tatlısı yapılan ürünü
- Kaba kabak gibi tıraşlı!
- [isim, bitki bilimi, bitki bilimi, müzik, sıfat, sıfat, sıfat, sıfat, mecaz, halk ağzında] Esrarkeşlerin kullandığı bir tür nargile
- [isim, bitki bilimi, bitki bilimi, müzik, sıfat, sıfat, sıfat, sıfat, mecaz, halk ağzında] kabak kemane
- [isim, bitki bilimi, bitki bilimi, müzik, sıfat, sıfat, sıfat, sıfat, mecaz, halk ağzında] Ham, tatsız (kavun, karpuz)
- [isim, bitki bilimi, bitki bilimi, müzik, sıfat, sıfat, sıfat, sıfat, mecaz, halk ağzında] Tüysüz, dazlak olan
- [isim, bitki bilimi, bitki bilimi, müzik, sıfat, sıfat, sıfat, sıfat, mecaz, halk ağzında] Dişleri aşınarak yüzeyi düzleşmiş olan (taşıt lastiği)
- [isim, bitki bilimi, bitki bilimi, müzik, sıfat, sıfat, sıfat, sıfat, mecaz, halk ağzında] Bilgisiz, görgüsüz, kaba olan
- [isim, bitki bilimi, bitki bilimi, müzik, sıfat, sıfat, sıfat, sıfat, mecaz, halk ağzında] Kısa boynuzlu hayvan