kalıplı
Dil: Türkçe
-
[sıfat, mecaz, mecaz]
Kalıplanmış olan
- Hüseyin Efendi ütülü pantolonu, kalıplı fesi, yeni kravatı, temiz gömleği ve olgun konuşması ile sahiden efendiydi.
-
[sıfat, mecaz, mecaz]
Düzgün, biçimli olan
- Bu, eski külhanbeyi biçiminde yürüyen kalıplı bir katildi.
- [sıfat, mecaz, mecaz] İri yapılı, heybetli olan; kalıplıca