kapatmak
Dil: Türkçe
-
[-e, -i, nesnesiz]
Kapama işini yapmak
- Emine aklını oynattı sandılar ve evine kapattılar, kapısını kilitlediler.
-
[-e, -i, nesnesiz]
Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek
- Evvelki hafta mühendis İlhami Bey'le karısı çok güzel bir bambu takımı kapattılar.
-
[-e, -i, nesnesiz]
Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek
- Gazete kapatmak.
-
[-e, -i, nesnesiz]
Herhangi bir yerin bütün masraflarını üstlenip başkalarını içeri almadan isteği doğrultusunda eğlenmek
- Geçen gün Kristal'i kapatmış, vur patlasın, çal oynasın âlemi yapmış.
-
[-e, -i, nesnesiz]
Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemek
- Sanatçılar arasındaki tatsız olayı kapatmak istiyordu.
- [-e, -i, nesnesiz] İşlemez duruma getirmek; kilitlemek