karın
Dil: Türkçe
-
[isim, mecaz, mecaz, fizik]
İnsan ve hayvanlarda gövdenin kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi; batın
- Şuursuz bir acele ile mahmuzlarını atının karnına vurdu.
-
[isim, mecaz, mecaz, fizik]
döl yatağı
- Fakat karnındaki çocuk da bu insanüstü erkeğin bir parçasıydı.
-
[isim, mecaz, mecaz, fizik]
Bazı şeylerde şiş ve içi boş bölüm
- Geminin karnı. Şişenin karnı.
-
[isim, mecaz, mecaz, fizik]
mide
- Karnım aç, elim ayağım donmuş gibi.
-
[isim, mecaz, mecaz, fizik]
İçten geçen, gönüldeki şey
- Ben senin karnındakini ne bileyim?
- [isim, mecaz, mecaz, fizik] Ahlaki açıdan kabul edilemeyen şeyleri kabullenme
- [isim, mecaz, mecaz, fizik] Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan duraklı dalgalarda en büyük genlikte titreşen noktalar