karşılık
Dil: Türkçe
-
[isim, edat]
Bir davranışın karşı tarafta uyandırdığı, gerektirdiği başka davranış; mukabele, ivaz
- Haykırışlarına etraftan karşılık gelmiyordu.
-
[isim, edat]
Bir dildeki bir sözü başka bir dilde aynı anlamda karşılayan söz
- Sonra temaşa kelimesi doğrudan doğruya tiyatro kelimesinin karşılığı olarak kullanılmıştır.
-
[isim, edat]
Verilen cevap
- Bir buçuk aylığının karşılığı olan üç yüz lira hatırı sayılır bir para idi.
-
[isim, edat]
Bir şey alınırken karşı tarafa verilen başka şey
- Buna karşılık köy halkı, üyelerinden birinin davranışı hakkındaki görüşlerini ve yargılarını açıkça dile getirebilirdi.
- [isim, edat] Bir iş için ayrılmış para
- [isim, edat] Karşılaştırma, oran ve benzetme bildiren bir söz