kaşınmak
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, mecaz]
Kaşıntısı olmak, kaşıma isteği duymak
- Her tarafı kaşınıyor, uzanabildiği yer neresiyse oraya bir diş atıyor, gene de kaşınması geçmiyordu.
-
[nesnesiz, mecaz]
Kendi kendini kaşımak
- Kedi kaşınıyor.
-
[nesnesiz, mecaz]
Kötü bir karşılık gerektiren davranışlarda bulunmak
- Sen kaşınıyorsun galiba, git işine, başımı belaya sokma.