kastetmek
Dil: Arapça ḳaṣd + Türkçe etmek
-
[-i, -e]
Amaçlamak, amaç olarak almak
- Ev deyince kasabada dört beş tane zengin evini kastediyorum.
-
[-i, -e]
Demek istemek
- Kimi kastettiğimi boş ver! Arkadaşlara da söyle, sakin olsunlar.
-
[-i, -e]
Kötülük etmek, kıymak, zarar vermeyi istemek
- İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.