kazımak
Dil: Türkçe
-
[-i, nesnesiz, mecaz, tıp]
Bir aleti sürterek bir şeyin yüzündeki tabakayı kaldırmak
- Tahtanın boyasını kazımak.
-
[-i, nesnesiz, mecaz, tıp]
Bir araç kullanarak silmek, çıkarmak
- O daktilo yanlışını iğneyle kazıyarak düzeltebilirsin.
-
[-i, nesnesiz, mecaz, tıp]
Sertçe ovmak
- Sakalını kazımak.
- [-i, nesnesiz, mecaz, tıp] Tıraş etmek
-
[-i, nesnesiz, mecaz, tıp]
Metal bir yüzey üstüne sert bir araçla şekil çizmek, yazı yazmak
- Avrupalılar, medeni bir adamı kazıyacak olursanız altında gorili bulursunuz, derler.
-
[-i, nesnesiz, mecaz, tıp]
Aslını, kökünü ayrıntılı bir biçimde araştırmak
- Çıbanı kazıyarak aldılar.
- [-i, nesnesiz, mecaz, tıp] Vücuttaki yabancı bir cismi hasta, zararlı veya istenmeyen bir organı almak, temizlemek, yok etmek