kenetlemek
Dil: Türkçe
-
[-i, mecaz, mecaz]
Kenetle tutturmak veya kenetle birbirine bağlamak
- Ellerini dizine kenetleyerek başını önüne eğdi, kaldı.
-
[-i, mecaz, mecaz]
Birbirine geçirerek bağlamak
- Baygınlığım sırasında bütün sözleri işitir, doktorun nabzımı tuttuğunu bilir ama dudaklarımı kenetler, ısırır, köpükler saçardım.
- [-i, mecaz, mecaz] Sıkıca birbirinin üzerine kapamak