kilitlenmek
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, teknik, mecaz, mecaz]
Kilitleme işi yapılmak
- Kapı Nihat'la Muazzez'in üstüne kilitlendi.
-
[nesnesiz, teknik, mecaz, mecaz]
Çalışmaz hâle gelmek
- Kalbinin yırtıldığını, kilitlenen çenelerinin çatırdadığını, şakaklarının attığını duyardı.
- [nesnesiz, teknik, mecaz, mecaz] Fiziksel, ruhsal vb. nedenlerle hareket edemez, kıpırdayamaz duruma gelmek
- [nesnesiz, teknik, mecaz, mecaz] odaklanmak