kısmak
Dil: Türkçe
-
[-i, -den, mecaz, mecaz, halk ağzında]
Sesi azaltmak, alçaltmak
- Radyoyu biraz kısar mısın?
-
[-i, -den, mecaz, mecaz, halk ağzında]
Gözü biraz kapamak; büzmek
- Adam göz kapaklarını kısarak bir hesapladı.
-
[-i, -den, mecaz, mecaz, halk ağzında]
Dar duruma getirmek
- Sonra bir yeri acıyormuş gibi dudaklarını kıstı, ağır ağır cevap verdi: Seni seyrediyorum...
-
[-i, -den, mecaz, mecaz, halk ağzında]
Lamba ışığı, ocak alevi vb.ni azaltmak
- Birden susan köpek kuyruğunu bacaklarının arasına kıstı.
-
[-i, -den, mecaz, mecaz, halk ağzında]
kıstırmak
- Kes üç kuruş ekmekten / Beş kuruş etten kıs
- [-i, -den, mecaz, mecaz, halk ağzında] Masraf, harcama vb.ni azaltmak
- [-i, -den, mecaz, mecaz, halk ağzında] Verilen hak ve özgürlüklerin sınırını daraltmak
- [-i, -den, mecaz, mecaz, halk ağzında] Pintilik etmek