kıvrılmak
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz]
Eğrilip bükülmek
- Bulunduğum yerde kıvrılıp yatmanın bir kolayını arıyordum.
-
[nesnesiz]
Kıvrık bir duruma gelmek
- Ben onu görmemişçesine, gözlerimi ileriye dikerek yan yola kıvrıldım.
-
[nesnesiz]
Yuvarlak bir biçim almak
- Annem şişe çekerken kıvrılmış gazete kâğıdıyla yaptığı küçük alevli ısıtıcıları tenimize düşürür, yakardı.
- [nesnesiz] Dar bir yere büzülerek yatmak
- [nesnesiz] Dönmek, sapmak
- [nesnesiz] Katlanmak, bükülmek
- [nesnesiz] Yol dönemeçli, virajlı olmak