kıymak
Dil: Türkçe
-
[-i, -e, mecaz, -e, mecaz, -e, mecaz]
Çok ince ve küçük parçalar biçiminde doğramak
- Eti kıymak.
-
[-i, -e, mecaz, -e, mecaz, -e, mecaz]
Acımadan vermek, esirgememek, feda etmek
- Beş altı kuruşa daha kıyarak sağlamca bir ip tedarik etti.
-
[-i, -e, mecaz, -e, mecaz, -e, mecaz]
Acımayıp öldürmek
- Zavallıya nasıl kıydılar?
-
[-i, -e, mecaz, -e, mecaz, -e, mecaz]
Acımayarak büyük bir kötülük etmek, zulmetmek
- Ne yapayım, ben de ekmek istiyorum, hayatımı kazanıyorum, bana kıymayın.