köklenmek
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, mecaz]
Bitkide kök oluşmak, bitki kök salmak, kök tutmak
- Sonradan orada çok güzel portakal ağacı yetiştiği anlaşılınca meşe ağaçları köklenerek onların yerine portakal ağaçları dikildi.
-
[nesnesiz, mecaz]
Kökünden sökülmek
- Türklük ülküsünün biraz daha köklendiğini, büyüdüğünü, yeşerdiğini duyarız.
- [nesnesiz, mecaz] Köklü, temelli bir biçimde yerleşmek