kollamak
Dil: Türkçe
-
[-i]
Olmasını, ortaya çıkmasını beklemek, gözetmek
- Kocamı kıskanıyor, aradan atmak için vesileler kolluyormuş.
-
[-i]
Göz önünde tutmak, gözlemek
- Daima biraz kollayan, bir tilki gibi tetikte ve hamarat görünürdü.
-
[-i]
Korumak, gözetmek
- O güne kadar ona iyi bak, değerini bil, onu kolla, demişti.