kondurmak
Dil: Türkçe
-
[-e, -i, mecaz]
Konma işini yaptırmak
- Koca dağın başına ne güzel bir yapı kondurmuşuz ama gel gör ki yolunu unutmuşuz.
-
[-e, -i, mecaz]
Gelişigüzel takmak, iliştirmek
- Başına çiçekler kondurmuş.
-
[-e, -i, mecaz]
Birden yapıvermek veya söyleyivermek
- Öpücüğü kondurdu.
-
[-e, -i, mecaz]
Yakıştırmak, haksız yere birtakım eksiklikler isnat etmek, üzerine yormak
- Bu senetle bana kondurduğunuz eksikliklerden bir kısmını üstümden atmış olacaktım.