köşe
Dil: Farsça gūşe
-
[isim, mecaz, mecaz, spor]
Birbirini kesen iki çizginin, iki düzlemin oluşturduğu açı; zaviye
- Kutunun sivri köşesi.
-
[isim, mecaz, mecaz, spor]
İki duvarın birleştiği girintili veya çıkıntılı yer
- Seniha Hanım parmağını odanın köşesine uzattı.
-
[isim, mecaz, mecaz, spor]
İki sokağın veya caddenin kesiştiği yer; büküç
- Türk kadınları alacalı bir ipek kumaş gibi köşeye birikmişlerdi.
-
[isim, mecaz, mecaz, spor]
Bölüm, yer veya yan
- Burgaz'ın sokaklarında her köşeden Türkçe işitiliyor.
-
[isim, mecaz, mecaz, spor]
Kuytu, tenha veya ücra yer
- İlk adımda otel, han, kahve köşeleri bulmak ihtiyacı baş gösterecek.
- [isim, mecaz, mecaz, spor] Kimsenin kolay kolay uğramadığı yer
- [isim, mecaz, mecaz, spor] Futbol, hentbol ve su topunda kale çizgilerinin kesişme noktalarından her biri; korner