koşturmak
Dil: Türkçe
-
[-i, -e, -i, mecaz]
Koşma işini yaptırmak; çapmak
- Atları hızla koşturdu.
-
[-i, -e, -i, mecaz]
Çok hızlı koşmak
- Hüdai birdenbire, kendinden beklenmeyen bir çeviklikle taşların üstünden atlaya atlaya önden koşturdu.
-
[-i, -e, -i, mecaz]
Çabucak göndermek
- Lalayı karakola koşturdular.
-
[-i, -e, -i, mecaz]
Çabalamak, uğraşmak
- İnsanları fırtınalar gibi koşturan büyük enerji kaynağı inanmaktır.