kucak
Dil: Türkçe
-
[isim, sıfat, mecaz, mecaz]
Açık kollarla göğüs arasındaki bölüm; koyun (II), aguş
- Kucağımdaki yavrumla yapayalnız kalmıştık.
-
[isim, sıfat, mecaz, mecaz]
Açık kollarla göğüs arasına sığabilen miktarda olan
- Oralar her saldırganlıktan korunmuş Türk kucağı idi.
-
[isim, sıfat, mecaz, mecaz]
Herhangi bir durumun veya şeyin sınırlarının arası, iç
- On yıl var ayrıyım Kına Dağı'ndan / Baba ocağından, yâr kucağından
- [isim, sıfat, mecaz, mecaz] Ortam, ocak