kurulmak
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, -e, mecaz]
Kurma işine konu olmak veya kurma işi yapılmak
- Kurulmuştu benim adıma bir saray / Çevresini dolanmış gümüşten bir çay
-
[nesnesiz, -e, mecaz]
Rahatça oturmak, yerleşmek
- Bayramlarda bir payton tutar, tek başına arkaya kurulur, saatlerce dolaşırdı.
-
[nesnesiz, -e, mecaz]
Övünür biçimde davranışlarda bulunmak, kasılmak
- Adam amma da kuruluyor.