kuvvetli
Dil: Türkçe
-
[sıfat]
Gücü çok olan, zorlu, şiddetli
- Güneşin en yüksek, rüzgârın en kuvvetli olduğu an kavga azıyor.
-
[sıfat]
Sağlam, dayanıklı olan
- Beyaz şayaklar giymiş, kuvvetli, gürbüz, yüzü, ensesi güneşten yanmış sporcu.
-
[sıfat]
Görevini iyi yapan
- Kuvvetli gözleri var.
-
[sıfat]
Çok etkileyici
- En kuvvetli inatlar ve zulmetler bile artık mukavemet edemiyor.
-
[sıfat]
Saygın, nüfuzu olan
- O, yalnız devrinin değil, bütün asırlar boyunca Türk edebiyatının en kuvvetli mümessillerinden biri olmuştur.
-
[sıfat]
Üstün, donanımlı olan
- İkinci gün sıtmadan şüphelendik, kuvvetli dozda kinin verdik.
- [sıfat] Çok miktarda