mal
Dil: Arapça māl
-
[isim, ticaret, mecaz, argo, kaba konuşmada]
Bir kimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü
- Mal vardı, mülk vardı. At vardı, araba vardı.
-
[isim, ticaret, mecaz, argo, kaba konuşmada]
Büyükbaş hayvan
- Boz atlar yağız değildi artık; mallar erimiş, zayıflamıştı.
-
[isim, ticaret, mecaz, argo, kaba konuşmada]
Alınıp satılabilen her türlü ticaret eşyası; emtia
- Onun ne mal olduğunu bilirim.
- [isim, ticaret, mecaz, argo, kaba konuşmada] Bayağı, aşağılık, kötü kimse
- [isim, ticaret, mecaz, argo, kaba konuşmada] esrar (II)
- [isim, ticaret, mecaz, argo, kaba konuşmada] fahişe